27 Mayıs 2009 Çarşamba

Hasankeyf ve Dicle Vadisi - UNESCO Dünya Mirası İlan Edilsin!

İnternet üzerinde dolaşan bir mektup üzerinden kısa bir okuma:

Ülkemizde (yeterince araştırılmadan) olmadık yerlere * yapılan sayısız (hesapsız) barajın, doğaya genel olarak verdiği zarar, (rızası alınmayan) yerel halkın gözüyle de yeterince yaşanılarak öğrenilmiştir. Bir çok barajın, ülkemizin özellikli * doğasına (faunasına, tarihine, jeolojisine) ^^ nasıl aykırı kaçtığı ve farklı yörelerin eşsiz özelliklerini nasıl yokettiği ortadadır.

Ayrıca uzun dönemli sanılan o baraj fizibilitelerinin de, ne kadar gerçek dışı kalabildiği artık bilimsel olarak fazlasıyla anlaşılmış durumdadır.

(* Araştırmaya değer çeşitli gizli potansiyeller barındırması nedeniyle, bazı doğa parçaları çok değerlidir. Merak edenlerle ^ sitesi üzerinden tartışılır.)

^http://yinelenebilirenerji.blogspot.com/2009/06/barajlar-ve-tekrarlanan-buyuk-hatalar.html

^^Türkiye'deki barajlarla kuş türlerimizin 1/4'ünün hızla yok olma sürecine girmiştir.

Hatta alttaki mektup örneğindeki gibi, önemli bir kültürel mirasla ilgili olarak böyle bir çağrı noktasına kadar gelinmiş olması, ayrıca bir çok vatandaşımızın konudan olumsuz etkilendiği, yakın geçmişteki basın kaynaklarından ve söz konusu yerde düzenlenen etkinliklerde dile getirilen ifadelerden sanırım açıkça izlenebilmektedir.

Ayrıca 5 Milyar $'lık bir yatırımla bu barajın 5 katı enerji üretiminin olası olduğu çözümler daha çok araştırılmalıdır.

Böyle iç içe yorumlarla konuyu izlemek ve süreci okumak, yine sizlere bırakılmış durumda..

Mektup

Kaynak: İnternet

Hasankeyf ve Dicle Vadisi UNESCO Dünya Mirası İlan Edilsin!

Sayın Recep Tayyip Erdoğan
Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı
Ankara

Bilgi: Sayın Angela Merkel
Almanya Federal Cumhuriyeti Başbakanı
Berlin - Almanya

Bilgi: Sayın Werner Faymann
Avusturya Cumhuriyeti Başbakanı
Viyana - Avusturya

Bilgi: Sayın Hans-Rudolf Merz
İsviçre Konfederasyonu Başbakanı
Bern - İsviçre

Türkiye'nin güneydoğusunda Dicle Nehri kıyısında tarihi bir kent olan Hasankeyf, en azından 10 bin yıllık geçmişiyle bugün de yaşamaya devam ediyor. Dicle Vadisi, Hasankeyf ve onu çevreleyen 300'den fazla arkeolojik alanla, tarihöncesi zamanlardan günümüze uzanan insanlık birikimine ayna tutuyor.

Dicle Vadisi, Fırat kaplumbağası gibi birçok endemik ve küresel ölçekte nesli tehlike altında canlı türüne ev sahipliği yaparak el değmemiş doğasını hâlâ koruyor.

Ne var ki Ilısu Baraj Projesi, Dicle Nehri ve kollarından oluşan 400 kilometrelik doğal nehir yatağını ve Hasankeyf başta olmak üzere vadiyle iç içe geçmiş everensel değer taşıyan doğa ve kültür mirasını yok edecek.

  • Tarihi kent Hasankeyf ve Dicle Vadisi'nin el değmemiş doğasıyla birlikte, dünya ölçeğinde eşsiz bir örnek olup UNESCO'nun 10 Dünya Mirası kriterinden 9'unu sağladığını göz önünde bulundurarak,
  • Dicle Nehri ve kollarının oluşturduğu benzersiz nehir ekosisteminin doğal açıdan uluslararası öneme sahip olduğunu hatırlatarak,
  • En azından 20 farklı kültürün izini barındıran Hasankeyf'in, insanlığın sahip olduğu en eski kentlerden birisi olduğunu dikkate alarak,
  • Doğal ve kültürel mirasımızı gelecek nesiller için korumanın ortak sorumluluğumuz olduğuna inanarak,
  • Hasankeyf'i ve Dicle Vadisi'ni olduğu gibi korumak suretiyle Türkiye'nin kalkınması için daha iyi ve daha fazla seçenekler yaratabileceğimizi dikkate alarak,

Aşağıda imzası olan ben, Türkiye Cumhuriyeti adına Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dan;

1. Hasankeyf ve Dicle Vadisi'nin UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak koruma altına almasını,

2. Ilısu Barajı Projesi'nin iptal etmesini

talep ediyorum.

Arz ederim.

Deniz ve Çocuk Şenliği-5 Haz-Ortaköy

Haber

5 Haziran Dünya Çevre Günü

“ortaköy’de şenlik var!”
herkes susuyor,
minikler konuşuyor

STH organizasyonlarının en neşeli, en anlamlı ve belki de en benzersizi bu yıl Ortaköy’de.

III. Konuşan Balık Deniz ve Çocuk Şenliği bu yıl yine 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde STH-Beşiktaş Belediyesi işbirliği ile Ortaköy meydanında miniklerle buluşuyor.

Her yıl biraz daha büyüyen şenlik bu yıl Beşiktaş ve çevre ilköğretim okullarından gelecek 500’ü aşkın miniğin katılımıyla gerçekleşecek.

Yine tüm yarışmalar slogan, fotoğraf, resim) etkinlik alanında ve canlı olarak yapılacak. Yine minikler hazırladıkları deniz sunumları ile büyüklere denizleri anlatacaklar. Serbest kürsüden Ortaköy ahalisine diledikleri gibi seslenecekler…

Şenlik İçeriği

· Açık Hava Fotoğraf Sergisi

· Sualtı Temizlik/Örnekleme Çalışmaları

· Envanter Çalışmaları

· Canlı Performanslar

· Deniz sunumları

· Serbest Kürsü

· Resim Yarışması

· Fotoğraf Yarışması

· Slogan Yarışması

Her STH organizasyonunda olduğu gibi etkinlik birimlerinde yer almak için Etkinlik Katılım Formu doldurulması gerekiyor.

Etkinlik akış programı ve hazırlık toplantısı tarihi önümüzdeki günlerde duyurulacak.

25 Mayıs 2009 Pazartesi

"Yavaş Şehir" projeleri

Haber

Kaynak: Arkitera

İzmir'in Urla, Çeşme, Karaburun gibi bölgelerini kapsayan yarımadasındaki doğa, kültür ve tarihi dokusunu en iyi şekilde koruyarak gelişimine katkıda bulunmak için İzmir Büyükşehir Belediyesi ulusal bir yarışma açmıştı. Yarışmada birinci, ikinci, üçüncü olan ve mansiyon ödülü alan projeler birer kitap haline getirilerek bölgeye ilgi duyabilecek potansiyel yatırımcı kuruluşlara gönderilmeye başlandı.

Birinci olan projede gastronomi turizmi özel bir yer tutuyor. Fransa'nın Bordeaux, İtalya'nın Toscana bölgesinin tarih, kültür ve sanat yanında şarabın tanıtımı sayesinde tanınırlıklarının arttığına dikkat çekiliyor. Yarımada'da da yöresel lezzetlerin araştırılacağı turlar aşçı okulları, bağbozumununa yardım gibi etkinliklerle gastronomi turizminin lokomotifi şarap, zeytinyağı ve peynirin öne çıkarılacağı çalışmalar öneriliyor.

Bunun için de fast food'a karşı geliştirildiğini düşündüğüm İtalya'daki slow food movement (Yavaş Yemek Hareketi) ve Slow City (Yavaş Şehir) projeleri öneriliyor. Logosu salyangoz olan "Yavaş Şehir"in felsefesi insanların hayatlarını çok değiştirmeden turizme yönelik beşeri ve sosyal sermayenin değerlendirilmesi olarak özetlenebilir. Böylece yöresel mutfak korunurken bitki, tohum, hayvancılık, tarım ve çiftçiliiğin nesilden nesile aktarılarak muhafaza
edilmesi amaçlanıyor.

Birinciden çevreci projeler

Birinci olan projenin önerileri içinde farklar ve tadların yanı sıra rüzgâr enerjisi ile sakız bitkisinin üretim alanlarının eşleştirilerek temiz ve sürdürelebilir çevre yaratmayı amaçlayan "sakız esintisi projesi", jeotermal kaynaklı bölgesel sağlık merkezleri, kür ve turizm, yaşlı ve engelliler için turizm, medikal turizmi konu olan "yaşamda sağlık" gibi çeşitli projeler ve öneriler bulunuyor.

Yılda en fazla üç-dört ay kullanılan yazlık konutların 12 ay değerlendirilmesine yönelik öneriler, bölgede kurulacak üniversite ve bilişim vadilerinin ulaşım ve iletişim alt yapısı için hızlı tramvay ve deniz otobüslerinden, bilgi havuzlarının oluşturulacağı koordinasyon merkezlerinin kurulması, bir bölgeye gidince diğer bölgeler hakkında da bilgiler vererek turiste gitme arzusu uyandıracak kırmızı kuleler projeleri ya da Avrupa'da bir çok örnekleri görülen kanallar ile yarımadanın körfezlerini birbirine bağlamak gibi pek çok ilginç projeyi yarışmacılar sunmuş durumda.
Antik çağlarda Asya Olimpiyatları yapıldığı için Antik çağın Paris'i olarak anılan Teos'tan (Seferihisar- Sığacık) dünyanın en eski limanı ve zeytinyağı üretim merkezi Klazomenai'ye (Urla- İskele) Erythria'ran (Çeşme) Lebedos'a (Gümüldür) tarihteki en ünlü 12 İyon sahil kentinden dördünü barındıran yarımada, yeniden dünyanın çekim merkezi olmaya hazırlanıyor. Yatırımcıların dikkatine. Servet kaybı 52 trilyon dolar

İzmir'de geçen hafta yapılan konferanstan aktardığım bilgiler hayli ilgi çekti. Ancak yer darlığı nedeniyle bazı rakamları tam verememiştim. Gerçekten çok önemli olan bu bilgileri konuşmacılardan sevgili Osman Ulagay'ın gönderdiği ek bilgilerle tazeleyelim:
1980'de dünya Gayri Safi Yurt İçi Hasılası (GSYH) toplamı 10 trilyon dolar iken dünyadaki finansal varlıkların toplam değeri 12 trilyon dolar idi.

McKinsney Institute'un araştırmasına göre 2007 sonunda ise dünya GSYH'sı 5.5 kat artarak 55 trilyon dolara yükselmişti. Buna karşılık küreselleşmenin yarattığı rüzgârla finansal varlıkların değeri 16 kattan fazla artarak 196 trilyon doları buldu.

Ulagay, şimdi bu şişen balonun söndüğünü ve gayrimenkul fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanan servet kaybının da etkisiyle, krizden bu yana toplam servet kaybının 52 trilyon doları bulduğunu söylüyor. Yani dışarıdan artık rüzgâr beklemek hayal.

Zeytincilik Kanunu

Haber ve Alıntı Yorum

Kaynak: Facebook

23/05/2009

KURNAZLAR!

Özer Akdemir

Zeytincilikle alakası olmayan vekiller, zeytin tarımını yok etmek için yasada değişiklik yapmak istiyor.

Anayasa Mahkemesi’nin 5177 sayılı Maden Yasası’nın bazı maddelerini iptal etmesinin ardından maden tekelleri yeni arayışlara girdiler. Hükümet üzerinde yoğun bir baskı oluşturdukları bilinen madenci lobisi, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını adeta önlerine gelen bir fırsat gibi değerlendirme çabası içerisinde. Maden lobilerinin ilk hedefleri ise yıllardır bir türlü aşamadıkları Zeytincilik Kanunu.

Bir grup milletvekili, Zeytin Yasası’nda değişiklik yapılması için 6 Mayıs 2009’da TBMM Başkanlığı’na teklif verdi. Teklif, Tarım Komisyonu Başkanı AKP Adana Milletvekili Vahit Kirişçi, AKP Adana Milletvekili Haluk Özdalga ve AKP Kütahya Milletvekili Soner Aksoy tarafından verildi. Teklifi veren milletvekillerinin seçildikleri kentlerin hiçbirinde zeytincilik yapılmaması da dikkat çekici. Yasadaki değişikliğin kılıfının ise Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü bünyesinde gerçekleştirilmesi düşünülen bir proje olması planlanıyor.

ZEYTİNİN ÖLÜM FERMANI

Hayat Televizyonu’nda yayınlanan Çepeçevre Yaşam programının Zeytincilik Kanunu’nda yapılmak istenen bu değişiklikle ilgili çekimlerine katılan Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyi (UZZK) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Narin, değişiklik önerisinin anayurdu Anadolu olan zeytinciliğin Türkiye’deki ölüm fermanı olduğunu söyledi.
Narin, gelinen noktanın ülkenin son yıllardaki yağma, işgal ve talanı ile ilgili olduğuna dikkat çekti.

ÖNERİ 5-6 SATIRLIK AMA...

Madencilerin Maden Kanunu’nu yeniden çıkarmak gibi bir kaygı içerisine girdiklerini aktaran Narin, Zeytincilik Kanunu’nu değiştirmek istemelerinin de bu düşüncenin bir ürünü olduğunu söyledi. Türkiye’deki madencilerin lobisi olan Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi Birliği’nin Tarım Bakanlığı’na, “eğer madenler işletilecek olursa bunun zeytinlik alanlara toz-toprak vs. etkisinin bilimsel olarak araştırılması” gibi bir proje ile gittiğini aktaran Narin, bakanlığın da bunu ‘gereğinin yapılması için’ Bornova Zeytincilik Araştırma Enstitüsü’ne havale ettiğini kaydetti. Enstitüde yapılan toplantıya katılan Narin şunları söyledi: “Bornova Zeytincilik Enstitüsü, zeytinciliğin ortadan kaldırılması gibi stratejik bir planın parçası yapılmak isteniyor. Toplantıda UZZK olarak bunun tartışılmasının dahi bilimin varlık nedenleri ile çelişeceğini söyledik” diye konuştu. Bu yasa değişikliğine TARİŞ, Marmara Birlik gibi önemli zeytinci kurumların da karşı çıktığını dile getiren Narin, “Türkiye’deki zeytinciliğin idam fermanıdır bu 5-6 satırdan oluşan değişiklik tasarısı” dedi.

EGE ZEYTİNCİLİK BÖLGESİ OLMALI

Programın bir diğer konuğu ise halen zeytincilikle uğraşan Bergama eski Belediye Başkanı Sefa Taşkın idi. Zeytinyağının insan sağlığı üzerindeki olumlu etkisinin bilimsel olarak kanıtlandığını söyleyen Taşkın, bu gerçeklik göz önündeyken ülkedeki zeytinciliğin önüne engeller çıkartılmasını ‘son derece saçma’ olarak yorumladı. Taşkın, zeytinciliğin ülkeye ekonomik olarak da çok önemli bir girdi sağladığını kaydederek, yasada yapılmak istenen değişikliğin ‘bindiği dalı kesmek’ anlamına geleceğini söyledi. Taşkın, “Ege ve ülkemiz bir zeytin bölgesi olmalıdır. Zaten tarihten bu yana böyleydi ve zeytinin anavatanı da buralardır” dedi. (İzmir/EVRENSEL)

YASANIN ŞİMDİKİ HALİ

“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fabrikaları ile küçük ölçekli tarımsal sanayi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine bağlıdır.”

YASADA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİ

“Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az 3 kilometre mesafede, zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak bu sahalarda Tarım ve Köyişleri Bakanlığı’ndan izin almak kaydıyla zeytin ağaçlarına zarar vermeyecek şekilde her türlü teknik önlemi almış zeytinyağı fabrikaları, tarımsal sanayi işletmeleri, yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı elektrik üretim tesisleri ile DİĞER İŞLETME VE TESİSLER yapılabilir ve işletilebilir.”

5 Mayıs 2009 Salı

Ahırkapı Şenlikleri

Haber

Kültürel zenginliklerimize ilgi gösterenler artıyor, turistik değeri sadece fiziksel mekan belirlemez. Yerleşimi ve mimariyi yaratan kültürel ilişkilerdir.

Mektup

http://istanbuluma.blogspot.com/2009/05/ahrkap-deneyimleri.html

Popüler Yayınlar

ŞEHİR ve BÖLGE PLANLAMA İMAR PLANI KORUMA YENİLEME MSGSÜ YTÜ İTÜ Y.MÜH. CUMHUR KOCALAR İST

Şeh.Dr.AZİZ CUMHUR KOCALAR: MÜLKİYET-İMAR HAKLARI AKTARIMI, Transfer of Property-Development Rights

YENİLENEBİLİR ALTERNATİF GÜNEŞ, RÜZGAR, BİYOKÜTLE ENERJİ Renewable Energy Cumhur Kocalar TR

İSTANBUL TARİHİ KÜLTÜREL VE DOĞAL VARLIKLAR, SOSYOLOJİ BOĞAZİÇİ SİTLER Cumhur KOCAL AR

Ar-Ge R-D Research Development İstanbul Araştırma Geliştirme Danışma Forumu

Telif Hakları

cumhurkocalar@gmail.com İstanbul, Türkiye

Tüm sitelerde telif hakları saklıdır.

Bu veb sitesinde yayımlanan yazılar bu sitedeki orijinal linki verilerek kaynak gösterilmek ve yazarının adı mutlaka belirtilmek kaydıyla, ayrıca bir izin almadan internet üzerinden elektronik ortamda kullanılabilir. Yazıların basılı ortamda kullanımı için yazar izni gereklidir.